reklam
İzmir https://www.booked.net/
+C

Yük.: +13°

Düş.: -1°

Pt, 11.02.2019
Ana Sayfa SELÇUK EFES HABERLERİ 03 Aralyk 2010, 13:41 1554 Görüntüleme

Haydi Gökhan İçin de Ağla Başbakan! Ahmet ÇİPLİ

reklam
reklam

5 Kasım 1953 te Eskişehir de doğdu Gökhan Edge.
Sonra ailesi İzmire gelip yerleşti.
Heyecan ve umut doluydu.

İzmir Atatürk Lisesinden o darbe yıllarında 1972’de  mezun oldu.

Deniz Gezmiş hayranıydı, onun yolundan yürümekti ideali.

Aynı yıl Aynı yıl Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak kaydını yaptırdı.

Demokrasi, Bağımsızlık ve  Sosyalizm mücadelesinin bir sıra neferiydi.

Okul sıralarını bırakıp işçi sınıfının örgütlenmesi için Adana’ya gitti.

İşçi sınıfı içerisinde çalıştı.

Milliyetçi Cephe Hükümeti işbaşındaydı,  kısaca MC 19 Kasım 1976 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alındı Gökhan Edge.

Ağır işkenceler altındaydı.

Konuşturamadılar onu, vermedi hiçbir yoldaşını işkencecilerin acımasız tezgahına.

İşkence günlerce sürdü.

Direndi,direndi Gökhan.

Yenemeyince işkenceciler o yiğit adamı, katlettiler.

Cansız olarak Diyarbakır Numune Hastanesine götürdüler.

Hastanede öldü” diye rapor vermeyi ret etti doktor.

Cinayeti öğrenen Diyarbakır halkı büyük bir tepki gösterdi.

Şehirde olağanüstü baskı tedbirleri alındı.

Dr. Nuriye Toker ve Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı  İhsan Kaya’nın  işkenceden ölüm olgusunu  örtbas etmeye çalıştıkları yayıldı dört bir yana.

İddialara göre, Dr. Nuriye Toker  26.11.1976 tarihli  tüberküloz ve nefrit tedavisi ilaçları ihtiva eden bir reçete ve seyahat edebileceğine dair rapor düzenlemişti.

Savcı İhsan Kaya  25.11.1976 tarihli “Defin Ruhsatı” ile  sokakta bulunan  ‘‘ hüviyeti meçhul ve sahipsiz cesedin  gerekli adli ve tıbbi muayenesi yapılmış olduğundan usulüne göre defni ’’ ni istemişti, o doktordan habersiz.

Ailesinin isteği üzerine ikinci kez otopsi yapıldı Gökhan’ın o hırpalanmış bedenine.

Gökhan’a ağır işkence yapıldığı, boğazından verilen elektrik akımı sonucu yaşamını yitirdiği çıktı ortaya.

Boğazının altında, sırtında, kalçasında morluklar vardı.

Akciğerlerinin zedelendiği ve yüzünün şiş olduğu, ayaklarında yanık izlerinin bulunduğu tespit edildi raporlarla.

Diyarbakır’da yapılan cenaze törenine, çeşitli yüksek okul  ve lise öğrencileri bir günlük boykot yaparak katıldılar.

Kitle örgütleri ve halkın geniş katılımıyla yapılan cenaze töreninde ‘Katil İktidar’, ‘İşkencecilerden Hesap Sorulsun’ sloganları atıldı.

Cenaze Diyarbakır ‘dan  Edge ailesinin yaşadığı İzmir’e getirildi.

O dönem Üniversiteler bambaşkaydı, öğrenciler daha duyarlı, daha yürekli.

Ege Üniversitesi’nde forum yapılarak tüm fakültelerde  bir günlük  boykot kararı alındı.

10 Aralık 1976 sabahı 2000’e yakın öğrenci Bahçelievler semtinde Gökhan’ın evi önünde toplandılar.

İşçi ve emekçilerin katılımıyla da beş bini aşkın kişi Karabağlar mezarlığına doğru yürüyüşe geçtiler.

Kızıl bir bayrağa sarılarak taşınıyordu eller üstünde Gökhan Edge, ‘Gökhanlar Ölmez’, ‘Devrimciler Ölmez’, ‘Mit Dağıtılsın’, ‘İşkencecilerden Hesap Soralım’,  sloganlarıyla yürüyordu kalabalık.

Göz yaşları ve gırtlakları yırtan sloganlarla toprağa verildi İsmail Gökhan EDGE Karabağlar mezarlığında.

Sevenleri onu hiç unutmadı.

Geçtiğimiz Cumartesi toplandı sevenleri mezarı başında.

Ankara SBF-DER, İzmir İMECE- DER ve 78’liler andılar yiğit devrimciyi

Sözleştiler her 10 Aralıkta daha büyük kalabalıklarla bir araya gelmeye Karabağlar Mezarlığında.

Bir dostu okudu Nihat Behram’ın ona yazdığı o hüzünlü dizeleri

“İşkencede Ölen Yoldaş İçin” başlığını taşıyordu o şiir.

Bende armağan ediyorum bu direniş destanını ve Behram dizelerini Başbakana,

Ağlasın diye Gökhan içinde!...

Nihat Behram’ın İsmail Gökhan Edge için kaleme aldığı dizeler

İşkencede Ölen Yoldaş İçin

Senin alnındaki yaralar

halkın yaralarıdır

seni kırbaçlayan el

halkı da kırbaçladı…

***

Boynuna vurulan zincir

halkı boğmak istiyor,

beynini sarsan elektrik

halkı da örseledi…

***

Toroslar, ah Toroslar

Hozat, Silvan, Tunceli…

Açlık, esaret, keder…

Kavga sizin içindir;

elinde katillerin

yoldaş, sizin için can verdi

***

Kimbilir ne kadar vahşice sana

vurdular, dağladılar;

direnen bakışların

nasıl zalimce katledildi…

***

Alnındaki yaradan

boşaldı belki bütün kanın

fakat nehirlerin akıyor, dağların rüzgarlıdır,

bak; yine çarpıyor kalbin

ortasında kavganın…

Nihat Behram / 1977



Ahmet  ÇİPLİ

egeninsesi.com dan  alıntıdır...

Bu haber 1554 defa okunmuştur.

reklam
reklam

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

reklam
reklam
reklam
Medyaled izmir web tasarım